23 Haziran 2011 Perşembe

evet onu kaybetmekten korkuyordum.ölmeyecekti aslında sadece yüzünü sesini bakışını gülüşünü değiştirecekti ama aslında hep aynı olacaktı gözlerinin içinden aynı bakacak aynı sıcaklıkla gülümseyecekti. onsuz dünyanın nasıl bir yer olacağını görmüştük işte. oysa o gidince ne yaparımlı cümleler yanlıştı işte. o bir yere gitmeyecekti. işte bunu anladım bugün. onun bir yere gittiği yok. sadece vakti geldiğinde ki bunun olması da çok ama çok acı bir şey, ölümle yüz yüze geldiği zaman hayatta kalabilmek için kendini yenileyecek. hepsi bu. evet belki aynı yüz aynı ses aynı gözler dudaklar ağız burun o şebelek gülüşü o kimsenin taklit edemeyeceği "voat, alonzii ve molto bene ve vat foğ" deyişleri olmayacak belki olacak ama aynı şekilde tatta olmayacak ama işte yine aynı doktor olacak. onun gidişi üzücü olacak yıkacak tabi ki beni ama giden sadece yüzü olacak. teselli bulmalıyım biraz. ya tamamen gitmiş olsaydı. bu gerçek olamazdı.
iyi ki var. 9.yu da sevmiştik ve evet hiç kimse 10.su kadar sevilmedi ve sevilemez de ama ne fark eder ki? hep aynıydı hiç değişmedi ki belki git gide gençleşiyo falan ama...
gerçi şimdi de bütün kızların sevgilisi olmuş ya 11 numara. aman şımarık küçük salak kızlar işte. yeni ve daha yakışıklı birini görmeye dursunlar hemen diğerini unutup ona yapışıyorlar. david unutulur mu? unutur muyum? hayır. işte  bu mümkün değil cınım.
zaten daha bir yere gittiği de yok doktorumun! di mi doktor?
doktağ doktağ? ağ yu değ?
Beg.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder