7 Nisan 2011 Perşembe

Dünyayı değiştirmek istemiştik, ama perişanca yenildik.... (Noviembre)

Şaşkınlıkla bakakalmıştı ekrana kız. Gördüklerine inanamamıştı çünkü. Bir daha bir daha baktı, bakakaldı. Hayır, gerçek olamazdı bu, bunu ona yapmış olamazdı. Kalakaldı kız öylece, sessiz ama içinde fırtınalar koparcasına. 


Gördüklerine anlam veremedi, böyle olmamalıydı, nasıl olmuştu da her şey bu hale gelebilmişti, anlayamadı. Bunu hak edecek ne yapmıştı, suçlu muydu, hak etmiş miydi yani? Suçlu olduğu yanlar vardı elbet, masum değildi hiç kimse, ama bu kadarı da ağır gelmişti işte. Hayatta onu çevreleyen, zor anlarında yanında olan arkadaşını kaybetmişti işte. Ya da o öyle olduğunu sanmıştı da yanında değildi hiç bir dem. 


Zor zamanlarda kucaklamışlardı onlar. Anlamaya çalışmışlardı birbirlerini. Ağladıklarını da görmüşlerdi elbet birbirlerinin, ama sevinç dolu anlardı hep onları sarmalayan. Ne de güzel günler geçirmişlerdi birlikte. Neler yaşamışlardı kim bilir! O bilirdi aynı kızın bildiği gibi, ama bilememişti demek ki...


Üzüldü buna kız. Üzülmemeliydi aslında, o da biliyordu. Ama, ama işte içinde birazcık da olsa bir suçluluk duygusu vardı ya, işte o bitiriyordu onu, atamıyordu bunu içinden, silemiyordu zihninden. Kız, o arkadaşını yalnız bırakmıştı biraz. Olamamıştı güzel günlerinde yanında. Ama kendince sebepleri vardı işte. Hem o biliyor muydu neler yaşıyordu o kız, nelere göğüs geriyordu ya da germişti zaten buralara gelmeden çook önceleri. 


Bilmiyor muydu sahi, bilmiyordu besbelli, yoksa ne olursa olsun bırakmazdı arkadaşını o. Sonra kız düşündü, yoksa hiç olmamışlar mıydı dost. Her şey öylesine miydi yani? Bitebilir miydi bir gün de şimdi bitti? Bu ihtimali düşünmek istemedi kız, artık hiç bir şey düşünmek istemediği gibi. Bitmişti her şey, yarım kalmıştı işte. Her şeye yetişemezmiş kız. Yapabileceğini sanmıştı halbuki. Eğer isterse her şeyi yapabileceğine inanmıştı çünkü. Buna inanmayı bırakamazdı, bu onun tek şansıydı. Ama olmadı işte, istediği her şeyi elde edemezdi demek ki, bedeli vardı mutlulukların...


Değiştirmek istemişti bir şeyleri, her şey daha güzel olacaktı, yeni güzel güneşli günlere doğru yol alacaktı...olmadı. Kapanacak mıydı gökyüzü yine, kararacak mıydı yollar? Yine ona düşen yenilmek miydi kaderin karşısında?


Hayır, böyle olmayacaktı, hatalar vardı elbet, ama ödenmesi gereken bedeller bunlardan daha ağır olamazdı, olmayacaktı, buna izin veremezdi, perişanca yenilemezdi böyle güçsüz, perişan, acımasızca...


Sustu yine de kız. Gelecekti onun da günü elbet, ama ne zaman? İşte bunu bilmiyordu kız. Yalnızca bir tek şeyi biliyordu, o da gelecekti o gün işte, gelecekti her şeyin güzel olacağı günler. Zaten güzeldi ama daha da güzel olacaktı işte. Üzemeyecekti bundan böyle hiç bir şey onu. Hatalarından sıyrılmayı bilecekti bu kız yeniden. Onu bir kalemde silenler, o da silecekti acımadan. Hayır, hayır, acıyacaktı işte. Ama acısından doğacaktı yeniden. Hiç bir şeyi unutmadan ama bunların onu yıkmasına da izin vermeden devam edecekti yoluna...


Bir gün o güzel günlerin geleceğine inanarak...


Bir gün!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder